Sayfalar

17 Temmuz 2011 Pazar

Kitap okuma zamanı: Beş Dilim Portakal^^




Kitap okumayı gerçekten çok seviyorum. elimden geldiğince okumaya da çalışıyorum. bu ara kitaplardan biraz uzak kalmış olsam da, daha önce okuduğum hatta iki kez üst üste okuduğum ve çok sevdiğim bir kitaptan bahsetmek istiyorum sizlere bugün. Beş Dilim Portakal.. kitabın yazarı Joanne Harris. hepimiz bu yazarı ünlü kitabı Çikolata ile tanımışızdır. ama bence Beş Dilim Portakal yazarın gelmiş geçmiş en güzel kitabı.. öncelikle kitabın konusundan bahsedeyim.. Framboise Simon yıllar sonra Loire Nehri kıyısındaki çiftliklerine dönmeye karar verir. bu evde iki kardeşi ve annesi ile yaşamışlardır, belki de 40 sene kadar önce.. abisi Cassis, kız kardeşi Reine Claude ve annesi Bayan Dartigen.. Framboise'in annesi harika yemekler, tatlılar, reçeller yapan bir kadındır ve kendine özgü bir tarif kitabı da vardır. ama bu kitap öyle bildiklerimizden değil. kadın bir sır gibi yaşadıklarını not ettiği defterde aralara tarifleri serpiştirmiştir adeta. o tarifleri kesinlikle okumalısınız, hepsi çözülecek bir giz.. çocukların isimleri de birbirinden ilginç.. Cassis Frenk üzümü pastası, Reine Claude Frenk eriği, Framboise de bildiğimiz frambuaz anlamına gelmektedir.

olaylar 2. Dünya Savaşı döneminde geçmektedir. çocukların babası savaşa gitmiş ve dönmemiş, Les Laveuses köyü Alman askerlerin istilası altındadır adeta. bu üç çocuk da, özellikle Framboise Alman askerlerden biriyle yakın arkadaş olur ve her şey bundan sonra başlar. Alman askeri Tomas hem çocuklarla hem de anneleriyle nede ilgilenmektedir? ve çocuklar tek arkadaşlarını kaybetmemek için neler yapacaklardır?

peki portakalın kitapla olan ilgisi nedir? Bayan Dartigen şiddetli bağ ağrılarıyla kıvranan bir kadındır ve bu dünyada onu baş ağrısından öldürebilecek tek şey vardır o da portakal.. üç çocuğuna da meyve ismi veren bu kadın portakalın p'sini bile duymak istememektedir. yalnız annesinin katı, kuralcı ve sinirli yapısı evin küçüğü zeki ve afacan Framboise'in intikam duygularını kabartır ve eve o savaş döneminde oldukça zor bulunan bir meyve getirir.. portakal.. ve o portakalı öyle bir biçimde annesinin hayatına sokar ki okuyanlar eminim hayrete düşecektir. çocuğun zekasına hayran kalmamak elde değil.. portakal kokusundan ötürü anneleri günlerce odasından çıkmayınca bu üç çocuk özgür kalmakta ve istedikleri yerlere gitmektedirler.. ve bu onlar için belki de hiç iyi olmayacaktır..

peki yaşlı bayan Framboise Dartigen neden berbat bir biçimde ayrılmak zorunda kaldıkları hatta kovuldukları köye geri dönmüştür?  cevaplar kitapta elbette.. kadın ilk önce annesinin Cassis'e bıraktığı çiftliği satın alır, sonra da kendisine kalan tarif defterini okumaya başlar.. işte o an annesinin iç dünyasını, aslında nasıl bir kadın olduğunu yavaş yavaş anlamaya, sırlarını çözmeye de başladığını da fark eder .. ve yıllar önce yaşadıkları felaketin iç yüzü de böylece ortaya çıkar..

hani bir kitap okursunuz da "bu kitap film olmalı" dersiniz ya, Beş Dilim Portakal da öyle benim için.. çiftlik, köy, çocuklar ve anneleri o kadar güzel anlatılmış ki her okumamda bir kez daha gözlerimde canlanıyor tüm detaylar.. çekildiği takdirde ortaya çok ama çok kaliteli bir film çıkacağına eminim.. kısaca bu kitap okunmalı diyor ve yazımı bitiriyorum.. fazla detay vermedim, okuyup tadını çıkarın diyorum :)

 

7 yorum:

  1. etkileyici ama sakın film olmasın, kitap uyarlamalarının vasatlığından gına geliyor. Biraz önce Harry Potter'ın son filmini izledim, en önemli sahneler göz göre göre değiştirilmiş yıkıldım. Ama çok da beğendim. filmi film kitabı kitap olarak ayrı ayrı ele aldım. Yoksa kitap uyarlaması modunda izlesem senaristten yönetmene soy sop düz gidebilirdim.

    YanıtlaSil
  2. haklısın aslında, kitap mı film uyarlaması mı dersen elbette kitap derim, insanın kendi hayalleri dışında hiçbir şey tatmin edici olmuyor maalesef.. mesela Çalıkuşu'nda Kamuran'ı dizisinde görünce çok şaşırmıştım, benim için sarışın bi çıtırdı o aslında :) Alacakaranlık serisi de aynı şekilde..
    ama bu kitabın uyarlamasını şöyle iyi bir yönetmenin elinden izlemek isterdim.. görsel bir şölen olurdu eminim.. ama yönetmen iyi değilse kitaptan da soğutabilirdi her şey mümkün :)

    YanıtlaSil
  3. Ahh bu kitabı yıllar önce okumuş ve çok sevmiştim. Detayları tam hatırlayamadım tekrar bakmak lazım. O yaza geri götürdü yazın beni. Kuzenim yeni doğum yapmıştı ve ben bebeği görmeye gittiğimde onda olan bu kitabı okumaya başlamıştım. Yarım kalınca gittim satın aldım. O bebek şimdi 12 yaşında :) Vayyy be. Yazarın Böğürtlen Şarabı isimli kitabı da güzeldir.

    YanıtlaSil
  4. kitabı okumuş olmana çok sevindim canım, yazarın çok ünlü bir kitabı değil, çoğu insan duymamış adını.. ben bazı cümlelerini ezbere bilirim, o kadar sevmiştim kitabı, o küçük kızın afacan planları, o saf ilk aşkı, annesine yaptığı eziyetler :) ve kızın aslında annesini hiç tanımamış olması.. ne diyeyim çok güzel bir kitap, konudan ziyade yazarın anlatımı bir harika..
    böğürtlen şarabını okumadım, hemen alacağım, iyi bir kitap okumaya ihtiyacım var zaten :)

    YanıtlaSil
  5. Çocukken ve yetişkinken defalarca Şeker Portakalını okumamış olmasam belki Portakallı ismi olan bu kitap dikkatimi çekmezdi. Ben kızın dileğini ve nasıl gerçekleştiğini hatırlıyorum. Hani derler ya ne dilediğine dikkat et diye. Bu aralar benimde hafif bir film güzel bir kitap okumak isteğim var. Çok güzel oldu bu. Tam yaz kitabı aslında. İnsan o mekânlarda olmak istiyor.

    YanıtlaSil
  6. çok tatlı anlatmışsın masalcım. çok özendim, ben de hemen alıp bu yaz okunacaklar listesine eklemeye karar verdim. gerçi sırada north and south, katre-i matem ve bir aydır elimde sürünen batı cephesinde yeni bir şey yok kitapları var :) ama yaz aylarında hafif, tatlı bir kitap okumak her zaman tercih sebebidir, di mi? ;)

    YanıtlaSil
  7. ben de iyi bir kitap okuyamadım ne zamandır yaz aylarında birkaç tane okusak iyi olacak :) benim listemde ilk önce güneş ve ay var, hikaye kategorisinde ama onu da okuyamadım ne zamandır :)

    YanıtlaSil