Sayfalar

29 Kasım 2011 Salı

Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi



Üst üste yaşadığım hayal kırıklıklarından sonra bir daha Türk filmi izlemek için sinemaya gitmem demiştim. İnsanların ayılıp bayıldığı, günlerce televizyonlarda reklamları dönen filmlerin ucuz melodramlardan ibaret olduğunu görünce bu işi üstatlarına bırakmanın en iyisi olduğunu düşünmeye başlamıştım. Ama insanın onu kolundan tutup sinema salonuna sokabilen bir arkadaşı olunca öyle sözler işe yaramıyor :) Yine kendimi Beyoğlu AFM'de buldum tabii ki, bu sefer gideceğimiz film "Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi" idi, filmin yönetmeni de Leyla ile Mecnun'un yönetmeni Onur Ünlü olduğundan çok da kötü değildir dedim içimden. Ve film bitip de salondan çıktığımda yüzümdeki o aptal sırıtma geçmek bilmedi bir türlü. Tramvayda, yatağımda vs. her yerde sırıtıp durdum. Uzun zamandır bu kadar gülmemiştim, bu film bana ilaç gibi geldi.

Filmin konusu şu şekilde; Celal Tan, bir taşra şehrinde ailesiyle birlikte yaşayan saygın bir anayasa profesörüdür. İlk eşinin ölümünden yıllar yıllar sonra, bir şekilde hayatını kurtardığı ve kendisinden çok genç olan bir üniversite öğrencisi kızla evlenir. Sonra kötü şeyler olmaya başlar..

Sevdiğim birkaç sahneden de bahsedeyim gitmeden;

- Ezgi Mola bu filmde gerçekten çok iyiydi, sanırım en çok onun olduğu sahnelerde eğlendim ben. Tam Türk işi hatun, klasik müzik eşliğinde göbek atabilecek kadar hem de :) O tuhaf sevgilisiyle ikisi güzel bir çift olmuşlar.

- Filmin başında ailenin hiçbir şey olmamış gibi eve girmesi de çok matraktı, daha ilk dakikadan ne kadar tuhaf olduklarını anlıyor insan onları görünce :)

- Celal Tan'ın kanser hastası arkadaşı da ayrı bir alemdi. "imamın şartları" esprisi aklıma geldikçe hala gülüyorum. Onur Ünlü bu kara mizah işini iyi biliyor, insanların sadece ölmeden önce bir şeylerin farkına vardıkları nasıl da doğru!

- Tenorun bıçaklandığı sahnede absürtlük tavan yapmıştı artık, bu kadarına da pes dedim:)

- Babaannenin balkondan atladığı sahnede de çok güldüm, kadın önce antene takıldı sonra da alt balkona düştü :D

- Filmde biraz fazla küfür vardı evet. Ben çok da rahatsız olmadım ama o küçük çocuk için üzüldüm sadece, sonunda o bile dayanamadı yani :) Kötü etkilenmemiştir umarım..

Ben de Türk filmlerini sevebilirmişim çok mutluyum :) Leyla ile Mecnun sevenler kaçırmasın diyorum, herkese iyi günler^^

12 yorum:

  1. Merak eyledim şimdi, haftasonu izlemeye gideyim ben :)

    YanıtlaSil
  2. çok kıskandım, en kısa zamanda DVD'sinin çıkmasını umuyorum :/ ezgi mola gerçekten tam bir türk tipi hatun, süper tespit! ;)

    YanıtlaSil
  3. hemen git bence de stresini falan atıp gelirsin :)

    YanıtlaSil
  4. bu ara vizyonda o kadar çok yeni film var ki, hangi birini izleyeceğimi şaşırıyorum =) yazınla birlikte bu film de eklendi artık listeye ;) "onur ünlü" dedin, "leyla ile mecnun" dedin... bu kadarı bile yeter izlemem için =)

    YanıtlaSil
  5. hemencik çıkar DVD'si yau nolacak :) oralarda bulamazsan da haber verirsin göndeririz :)

    YanıtlaSil
  6. evet ya o kadar çok film girdi ki ben de liste yaptım senin gibi, sırada ides of march, mavi pansiyon ve dedemin insanları var..

    onur ünlü ve leyla ile mecnun gerçekten izlemek için yeterli. adam absürt komedi işini biliyor :)

    YanıtlaSil
  7. Ben de yazmayı düşünüyordum ki bu filmi sen yazmışsın:)Hem üzüldüm hem sevindim benim yazmama gerek kalmadığı için.Çünkü benim söyleyeceğim her şeyin aynısını zaten söylemişsin.Tek fark ben senin kadar sevmedim sanırım sadece beğendim güzeldi diye düşünüyorum.
    Aaah o tenoru öldürdüler de ben de rahatladım bağırıp bağırıp duruyordu.'Susturun şunuuuuu!' çığlıklarımı yönetmen duymuş olmalı :) Ve o şaka bıçağı olayına da az gülmedim değil yaniii :) :) İmamın şartları,babaannenin atlaması en bayıldığım sahneler oldu :) :)
    Ama kader midir nedir şu sıralar izlediklerimde hep kötüler kazanıyor,geleceğe dair umutlarım denizin dibini boyluyor hep :(

    YanıtlaSil
  8. yazmadan edemedim bu filmi, absürt komedi sevdiğimden midir nedir iyi geldi bana.Tenor bombaydı ya filmin en tuhaf karakterlerindendi :) kızın hamile olduğunu öğrendiği sahnede çok güldüm ben. polis memuru adam o şaka bıçağıyla kızı bıçakladığında da yuh demiştim :) kısaca aynı şeylere gülmüşüz espriler iyiydi gerçekten.
    kötülerin kazanması da filmleri gerçekçi yapıyor maalesef, gerçek hayatta bir şeyi hakedenler ne zaman hakettiğini aldı ki? :(

    YanıtlaSil
  9. Iron-Nosed Gaming in China - Titanium Art
    Iron-Nosed titanium magnetic Gaming is a Chinese-facing gaming company. t fal titanium pan titanium price per ounce China, titanium dioxide skincare India, and Korea have been engaged in producing various types of titanium white fennec

    YanıtlaSil