Sayfalar

10 Haziran 2011 Cuma

ilk mim: 13 soruda masalevi^^



iki aylık çiçeği burnunda bloğuma ilk mim Tarih84Winpohu ve Secret'den geldi, triple mim aldım anlayacağınız :) ben de bekletmeden yazayım dedim.. eğlenceli bir konu seçmişler, hele biz dedikodu sever kızlar için okuması da yazması da çok zevkli.. neyse başlayayım ben..

Hayalindeki meslek nedir?


burada gerçekçi mi olayım yine hayallere mi dalayım bilemedim. ben aslında böyle çok ünlü bir idol grubun solisti olmak isterdim. böyle hayatını sevdiği şarkıları söyleyerek geçiren bir insan olma fikri bana inanılmaz cazip geliyor. ama grubum bir erkek grubu olmalı kız gruplarından hiç haz etmiyorum. bunun için benim de erkek olmam gerekiyor tabi ama sorun değil sonuçta hayal kuruyoruz :) böyle dünya turnesine falan çıkayım zenci, çekik gözlü hayranlarım falan imza günlerime gelsin ayy ne güzel olur :)

tabi bu biraz uçuk ve imkansız bir hayal oldu. şu an ne yapmak istersin derseniz bir pastanem olsaydı, her yer kahve çikolata kokularıyla dolsaydı derim. şöyle bir de Le Cordon Bleu mezunu yakışıklı tatlı bir pastacım olsun, bana Fransız tatlılarını yapmayı öğretsin, biz ikimiz yiyelim falan :) ehem ehem tabi patronu olarak tatmak zorundayım onları değil mi :) pastanemde birkaç masa olsun, hergün gelen müşterimle sohbet edeyim, masalarda kitaplar dergiler olsun, güzel müzikler çalsın (Korece şarkılar çalacak tabi :) ) televizyonumuzda KBS World yayınlansın bütün gün :) tabi böyle bir mekana kim gelir bilmiyorum artık :)

Yazın sürmeyi en sevdiğin parfüm?


ben avon parfümlerini çok seviyorum özellikle yazın avonun çiçek kokulu parfümleri çok işe yarıyor. bu aralar Bali Bliss kullanıyorum ama çabuk sıkılıyorum kokudan, her an değiştirebilirim :)

En önemli makyaj hileniz?


öyle her gün ağır makyaj yapan biri değilim. içimden gelmesi lazım öncelikle. severek yapıldığında güzelleştiriyor makyaj insanı çünkü. bir de gittikçe bozulmaya devam eden gözlerime makyaj pek iyi gelmiyor sanırım, herkesi bulanık görmeye başlıyorum.. makyaj hilem var mı acaba bir düşüneyim.. kesinlikle gözümün içine kalem çekmem gözlerimi çok küçük gösteriyor. göz farımı bütün göz kapağıma uyguladıktan sonra bir ton koyusunu göz kapağımın hemen üzerine uygularım. ve göz farının altına kesinlikle bir kat beyaz far sürerim o keskin rengi yumuşatması için.. ruj sürmeyi pek sevmiyorum onunla ilgili bir şey söyleyemeyeceğim :)

Çay mı kahve mi? Şekerli/şekersiz,Sütlü/sütsüz?


sütlü kahveyi de çok severim ama çaysız bir hayat düşünemiyorum. gün içinde içmezsem kesinlikle başım ağrır..  sütsüz limonsuz tek şekerli içerim :)

Tam şu anda kucağınıza bir cin düşseydi ve 3 dilek hakkiniz olduğunu söyleseydi, ne olurdu?


varya şu soruya en çok ihtiyacım olan dönemdeyim herhalde şu aralar..

1. güzel bir uzakdoğu turu isterdim. önce Güney Kore sonra Japonya sonra Tayland Vietnam falan böyle sokaklarına karış karış gezeyim. tabi bu hayalimin gerçekleşmesi için dertsiz tasasız paralı bir şahsiyet olmam gerekiyor, para dilemekten kurtuldum yani :)

2. süpper bir Ft Island konserine gitmek, onları en önde izlemek, "are you leeeediiyyyyy" diye bağıran Hong Gi'ye "yeeeeeeeeeeees" diye çığlıklarla cevap vermek isterdim. tabi konserde Won Bin de olacak onu söylemiyorum bile.. bunun için de bu tatlı çocuğun gruba dönmüş olması gerekiyor tabi dileğimi gerçekleştiren cin bunu gözden kaçırmaz umarım :)

3. şu an vereceğim kararların geleceğim de nasıl sonuçlar doğuracağını görmek isterdim. hatta sonuçları  gördükten sonra her şeyi bana gösteren aynanın geleceğimde  kötü sonuçlar varsa bana ne yapmam gerektiğini söylemesini de isterdim.. ayna da bana "sen bilirsin, senin kararın" derse bilmiyorum artık ne yaparım :) bir sinir krizi ardından da gülme krizi beni bekler herhalde :)

Kahvaltı, öğle yemeği, akşam yemeği ve tatlı. Bu öğünlerden ömrünüz boyunca yalnızca bir tanesini seçmek zorunda kalsanız,hangisi olurdu?


akşam yemeği derim elbette.. eskiden acayip kahvaltıcıydım ama artık kalkınca canım hiçbir şey istemiyor. öğlen de öyle geçiştiriyorum ama akşam acıkıyorum yani.. biz sağlıksız Türkler akşam yemeğini seviyoruz ya :) ama yemeğin üzerine bir tatlı da olsa fena gitmez bence :)

Eğer Hello Kitty olsaydınız, kurdelanız ne renk olurdu?




işte bu renk olsun.. Ahmet'in gözlerinin rengi.. nasıl bir renktir bu ya :)

Eğer ömrünüz boyunca yalnızca bir tane takı takma seçeneğiniz olsaydi bu ne olurdu?


herhalde yüzük olurdu, yüzük takmayı çok seviyorum . ama Kore dizilerinden sonra kolye manyağı oldum diyebiliririm. evin heryerinden bir kolye ucu çıkıyor. ama her dizide cool jön, esas kıza şöyle anlamlı bir kolye vermeden dizi bitmiyor. ben her diziden sonra gümüşçüye gidip bir bakıyorum benzer bir şeyler var mı diye :) ama yine de bu soruya cevabım yüzük olacak :)

Sahip olmak istediğiniz bir yetenek?


bu soruyu ilk gördüğümde böyle akıl okumak, geleceği görmek gibi fantastik cevaplar geldi aklıma. ama sonra düşündüm de bu yeteneklerim olsa yaşayamam ki.. geleceğimi görsem iyice hiçbir şeye karar veremem ortada kalakalırım kafam karışır aptala dönerim.. akıl okusam da böyle herkesin birbirine yalan söylediği, sahte gülümsediği ve birbirinin arkasından konuştuğu bu dünyada kafayı yerim herhalde. paranoyak manyağın teki olur yalnız başıma kalıveriririm.. Allah bize bu yetenekleri vermediyse elbette bir bildiği vardır diyorum ve daha sanatsal bir yetenek isteyerek soruya keman çalabilmek şeklinde cevap veriyorum. bir anda bir sihirle şahane  keman çalan bir virtüoza dönüşsem, şahane parçalar bestelesem çalsam, konserler versem.. mutlu olurdum sanırım.. ilk önce de şu parçayı çalardım herhalde:






Bitince almaya devam edeceğiniz bir kozmetik ürünü?


flormar kalem eyeliner.. göz üstü makyajı için bir harika.. tabi dudak nemlendiricileri de ömür boyu satın alınan ürünlerden oluyor..

Eğer geleceği görme şansınız olsaydı, görmek ister miydiniz? Evetse tam olarak neyi görmek isterdiniz?


aa biraz önce tesadüfen cevap vermişim bu soruya.. geleceğimi görürsem geri döndüğümde bunun etkisinden kurtulamazdım herhalde. kötü şeyler de görmek var bunun sonunda.. insan umudunu kaybeder hem, bence iyi bir fikir değil..

Gizli ünlü aşkınız kim?


gizli ünlü aşkım var mı ki? Koreli aşklarım pek gizli değil yeri geldikçe yazıyorum.. o zaman en eski ünlü aşkımdan bahsedeyim: Leonardo Di Caprio.. bu adama en az Johnny Depp'e olduğum kadar hayranım, hatta oyunculuğunun ondan çok daha iyi olduğuna da inanıyorum. kendisiyle aşkımız Titanic ile başlamış olsa da Zindan Adası ile perçinlendi, Inception ile katmerlendi diyebilirim.. her filminde beni kendine daha da hayran bırakıyor. umarım kendisini en yakın zamanda bir başka Martin Scorsese filminde daha görebilirim..

Neden blog tutmaya başladınız?


benim blog tutma hikayem biraz uzun ama okumak isterseniz yazabilirim.. tamam tamam yazayım en iyisi.. benim blog tutmaya başlama sebebim Nilü'dir.. öncelikle belirtmeliyim ben iki üç ay öncesine kadar hiç blog okumazdım, uzun yıllardır Güney Kore ve Japonya'nın her türlü faaliyeti ile iç içe olmama rağmen, merak edip kim ne yazıyor diye hiç düşünmemiştim bile.. interneti araştırma yapmak ve 10 dk facebookta takılmak için kullananlardandım. ama kardeşim bu yaz Nilü'nün bloğunu okumaya başlamış çok sevmiş, bana da her gün anlatıp duruyordu.. bir gün merak edip ben de baktım, yazıları hoşuma gitti.. sonra aradan aylar geçti, sanırım bundan 3 ay önceydi, vizeden çıkıp bitkin bir halde tıka basa dolu bir tramvaya binmiş, sınav soruları aklıma gelmesin diye de son ses müzik açmıştım.. bangır bangır Ft Island- Reo Reo dinliyordum.. yanıbaşımdaki kız koluma dokundu ve: " ne dinliyorsun merak ettim" dedi. ben de tabi şaşkın: Ft Island dinliyorum" dedim. o da: "hımm tamam, hiç Ft Island dinleyen birini görmemiştim" dedi ve döndü. ben tabi şaşkınlığımı atlatınca bu kızcağızla güzel bir sohbete koyuldum.. 5- 6 durak boyunca neler neler konuştuk, sevdiğimiz diziler, filmler, aktörler.. sonra bana "blog okur musun" diye sordu ben de "pek değil" dedim.. O da "ben yazıyorum" deyince bloğunun adını sordum ve bildiğim tek uzakdoğu bloğu olan Kore Esintisi cevabını alınca "yok artık!" dedim "bu kadar tesadüf olamaz".. numaralarımızı aldık ve daha sonra buluşup sohbet ettik. yine Nilü vasıtasıyla blogger buluşmalarına katıldım ve herkesin ağzı kulaklarında blığundan bahsettiğini görünce ben de bir deneyeyim bakalım diyerek bir şeyler yazmaya başladım :) iyi ki de başlamışım.. çok eğleniyorum ben yav :) işte masalevinin hikayesi de bu.. blog tesadüfleri sever :)

ben de bu mimi Arwen'e gönderiyorum. umarım daha önce mimlenmemiştir :) sevgiyle kalın^^

9 yorum:

  1. pastane fikri kahve ve çikolata kokusu süper fikirmiş ayrıca yakışıklı pastacı çalan korece şarkılar bu mekan tutar benden söylemesi sen aç daimi müşterin benim :) tabi cp deki gibi garsonların da olmalı :)

    dileklerinde çok güzelmiş hepsi birbirinden iyi tur falan ama won bin in gruba dönmesi on numara :)

    gizli ünlü aşkında titanic zamanında körpecikken beninde çok beğendiğim biri .

    çok güzel yazmışsın iyi blog açtın diyorum :)

    YanıtlaSil
  2. ben de öyle diyorum sizin gibi arkadaşlarım oldu yav daha ne olsun :)

    YanıtlaSil
  3. hayalindeki meslekteki hayali müşteri olabilir miyiz efem, ağzımın suyu aktı okuyunca :D bir de koreli gizli ünlü aşkın olmamasına çok sevindim :) Çingu mungu derken bağrımıza bastık birbirimizi ama oppalar yüzünden heran birbirimize girebiliriz, özellikle de gong yoo kara borsaya düşmüş durumda n'olcak bilmiyorum sonumuz :) ama senin böle leonardo olsun johnny olsun farklı zevklerin olması güzel bir şey tabi :D şaka bir yana çok güzel bir mim olmuş, böylelikle birbirimizi daha iyi tanımış oluyoruz :) eline sağlık

    YanıtlaSil
  4. çok güzel yazmışsın tanışma hikayemizi.. ama blogum kre esintisi dediğimde "nilü!! sen nilü müsün?" deyişin hala kulağımda onu yazmamışsın :) çok güzel bir günde bak nerden nereye o gün koluna dokunmamış olsam şu anda hiçbirimizle tanışmıyordum... yarabbim ne harika biriyim :) neyse saat geç kafayı buldum ben :)

    YanıtlaSil
  5. ahaha Gong Yoo kara borsaya düştü ha :) bak bunu sevdim ben :) yani artık gizli bir rekabet dönüyor bloglarda kim hakkında ne yazacağını bilemiyor insan valla :) ben Leonardo'yu seçtim yırttım :) bu arada sizin gibi hayali müşterilerim olursa valla topu atarım iki günde, sohbetten muhabbetten kimseye bakmam yani :) ama patroniçe değil miyim ben yahu, yakışıklı garsonlarım ilgilensin milletle değil mi :)

    YanıtlaSil
  6. aa bak bunu unutmuşum ben, acayip bir şoka girmiştim ama onu unutamıyorum.. tek okuduğum bloggerla tramvayda böyle tanışmam çok acayip oldu :) iyiki dokunmuşsun koluma, harika bir şey yaptın gerçekten o gün kendine haksızlık etme :)

    YanıtlaSil
  7. Öyle oldu cidden, "çingumun aşkısın post neyin yazamam senden" noktasına geldik bir yerde, Allah sonumuzu hayır etsin :P :D şimdilik so ji sub'dan yırttım ben, henüz beni tehdit eden çıkmadı ama gong yoo severler zor durumda ^^

    hiç bişi olmaz sen aç dilediğin gibi kafeni :) zaten kore dizilerinden öğrendiğimiz yegane şey, kafen olacaksa yakışıklı mı güzel mi ayırt edemediğin garsonların da olacak, gerisi gelir sonra :D hatta bloglarımızı yazmak için senin kafeye geliriz, blogerlar için özel butik kafe (nerde okudum bilmiyorum, böyle bir yer var istanbul'da) olur hem ;)

    YanıtlaSil
  8. @makino valla haklısın ne diyeyim ben Gong Yoo hakkında bir şeyler yazmaya çekiniyorum mesela, bi coffee prince yazımda yazayım dedim atlattım, artık bi süre bahsetmeme gerek yok :)
    bu arada senin hayallerin de benden uçuk ha çok güzel :) çekiksever bir kafe ve bloggerlar için kafede özel bir köşe vuhhuu :) yağuşuklu garsonlarımın ikramları eşliğinde siz de artık neler döktürürsünüz bilemiyorum, bu bloglar okunur kardeşim :)

    YanıtlaSil
  9. düşünmesi bile güzel di mi? elbet bir gün o da olur ;) biz de o zamana kadar boş durmayıp sayımız arttıralım ki, senin kafede bloggerlardan dolup taşsın ;)

    YanıtlaSil