Sayfalar

10 Ekim 2011 Pazartesi

Turn Left Turn Right: Bana bir mucize veremez misin?



Bu filmi La Fea, Astrea, Winpohu gibi birçok arkadaşımın bloglarında okumuş çok merak etmiştim.. Ama uzun zaman izlemedim, malum Kore ve Japon filmleri dışında Uzak doğu filmleri izlemiyorum pek, Çince çok itici geliyor bana.. Ama bu film izlenirmiş gerçekten, her dilde izlemeye değer yani..

Bazı filmler vardır hani dinlendirir insanı, bittiğinde "Aa niye bitti ki şimdi?" der insan dudaklarını büküp.. Turn Left Turn Right da öyle bir film işte.. İzlerken dinlendim resmen, tüm sinirim sıkıntım yok oldu, uçtu gitti :)

Filmin konusundan bahsedeyim önce, film karakterlerimizin ismi filmde mevcut değil, yani mevcutsa da ben kaçırmışımdır ama isimlerini hiç duymadım.. Karakterlerimizden biri meslektaşım çevirmen, diğeri de kemancı.. İkisi de yaptıkları işi çok seven ama bir türlü iş bulamayan şanssız kimselerden.. Paralel hayat kavramına inanır mısınız bilmiyorum ama kahramanlarımız da paralel hayatlar yaşıyorlar, yani yaşamlarının tüm seyri aynı çizgide gidiyor, hep aynı şeyleri yaşıyorlar, aynı sokaktan aynı anda geçiyorlar.. Fakat bir türlü karşılaşamıyorlar, çünkü biri sağa gidiyor biri sola :(

Filmi baştan sona çok sevdim, ana karakterlerin o ağırbaşlı, sakin hallerinin tam tersi ikiliden hoşlanan doktor ve garson karakterlerinin o tuhaf, heyecanlı, komik hareketleri filme ayrı bir hava vermişti. Özellikle garson kızımızın bağıra çağıra Çince konuşması beni benden aldı, başka bir film olsa tahammül edemezdim sanırım :)

Şimdi filmden sevdiğim birkaç sahneden bahsetmek istiyorum^^

Spoiler Alert!!!

Öncelikle kemancı başımın tacı sen nasıl tatlı bir insansın ya..Takeshi Kaneshiro'nun  bu kadar yakışıklı olmasının nedeni bir taraftan Japon olmasından kaynaklanıyor sanırım :)  (Detaylı bilgi için buyrunuz :) ) Filmdeki sessiz, romantik hallerine bayıldım, kızın kağıtları suya düştüğünde paçalarını kıvırıp hemen suya girmesi falan çok tatlıydı. Bu tatlı halleriyle daha sonra garson kızımızı bile reddedemedi onca zaman, sanatçı ruhlu insan işte :)

Çevirmen kızımızın korku romanları çevirdiğinde korkudan ölmesi de komikti, onu anladım.. Ben de tıbbi metinler çevirdiğimde hasta olurum mesela, insan etkileniyor.. Korku romanı çevirsem korkar mıyım merak ettim şimdi :)

İkilinin ellerindeki bozulmuş telefon numaralarıyla bile aynı yerleri aramalarına bayıldım, insan "Bu kadar da olmaz" diyor izleyince.. Hele Fast Food 88'i de aynı anda arayıp aynı şeyleri sipariş etmeleri :)

Film boyunca birbirlerini okul numaralarıyla anmaları da çok tatlıydı. Böyle isimsiz karakterlerin olduğu filmler bana hep gizemli gelir, mesela My Sassy Girl.. Oradaki kızın ismi neden yok hala anlamış değilim.. Neyse çiftimiz her yanlış numarada "73.... orada mı" diye soruyordu. Gizli ajan gibi aradılar birbirlerini :)

Kızın her resminde birkaç adım ötede çocuğun da olması çok ilginçti.. Kızın rastgele çekilen resimlerinde istisnasız bu çocuğun olması filmdeki diğer karakterleri bile korkuttu, insan böyle bir şey olabilir mi diye sormadan duramıyor kendine..

Doktor ve garsonun kendi numaraları diye çiftimize birbirlerinin numaralarını vermeleri de çok acımasızdı.. Hele ikilinin telesekreter kaydını dinlediklerinde sokaklara çıkıp bağıra çağıra birbirlerini aramaları, ağlaya ağlaya.. İnsan kafayı yiyebilir, biri var, hep yanında, belki ruh eşin, ama onunla hiç karşılaşamıyorsun.. Lanet gibi bir şey yani..

Vee filmin sonu.. Bir son ancak bu kadar güzel olabilirdi.. Tam ikilinin bir mucize beklediği o saniyelerde o mucizenin gerçekleşmesi harikaydı.. Öyle ki çiftimizin birbirlerini bulmak adına son umutlarının da sönmekte olduğu dakikalarda şu cümle dökülmüştü çocuğun ağzından: ”Bana bir mucize veremez misin? Ne kadar içten dilemiş kızı bulmayı demek ki..  Ki bu çift de ancak doğaüstü bir nedenden dolayı kavuşabilirlerdi zaten, daha kolayını ummuyordum ben de :)

Daha fazla anlatmıyorum, izlemeyenler hemen izlemeli bu filmi.. Tavsiye eden arkadaşlara da buradan teşekkür ediyorum, herkese iyi seyirler^^

16 yorum:

  1. Winpohu ve La Fea'nın yazılarıyla beraber bu film hakkında okuduğum en güzel 3. yazı oldu çingu, ellerine sağlık. Siz böyle harika yazdıkça tekrar tekrar izleyesim var. İnsanların merakına merak katıp izlemelerini sağlayacak bir yazı olmuş. Ellerine sağlık :)

    YanıtlaSil
  2. teşekkürler canım, vurdulu kırdılı filmlerden ya da saçma sapan komedilerden sonra ilaç gibi geldi bu film, hasta hasta dinlendirdi beni :) sen de tekrar izle romantik film iyidir :)

    YanıtlaSil
  3. "Öncelikle kemancı başımın tacı sen nasıl tatlı bir insansın ya..." :) :D cevap veriyorum: çince konuştuğunu bile unutturuyor insana o kadar tatlıydı yani :D

    ellerine sağlık bu arada masalcım çok güzel anlatmışsın, izleyenler için spoiler bölüm ilaç gb geliyor filmi hatırlattığı için :)

    filmi lafea'nın haricisinden almış ama winpohunun yazılarını okuduktan sonra gaza gelip seyretmiştim :) insan daha önce neden izlemedim diye pişmanlık duyuyor :) kızın çevirmen olması senin için daha da güzel yapmıştır filmi :) İzlediğim karakterlerde benden bir parça bulursam daha bir mutlu olurum, o yuzden sana çok imrendim bak :D :D kızla yakından uzaktan alakam yok ya, çok istesem de bir türlü özdeşleştiremedim kendimi, halbuki aaa aynı ben demek isterdim :)

    not: lafea da ağzının tadını biliyor haa nasıl güzel yazmış adamı :)

    YanıtlaSil
  4. Çok güzel sıcacık bir filmdi. Daha çok insanın farketmesi çok güzel. Takashi çok hoş ya... Herkes izlesin çok güzel bir romantik film. Takashinin boncuk gözleri de cabası :))

    YanıtlaSil
  5. evet ya bu kadar naif bir film az bulunur, aşkı öyle hassas bir noktadan ele alarak anlatmışlar ki insan eriyor ekran karşısında, çok çok güzeldi.. bu güzel keşif için tekrar teşekkürler, takashi yazılarını da bilahare okuyorum çok bilgilendirici hepsi.. sırada sweet rain var onu da izleyeceğim :)

    YanıtlaSil
  6. aynen ayynen, çocuk Çince konuşuyor benim umrumda değil ya öyle şeker bir şey, hele bu dizideki romantik halleri insanı öldürür :)

    valla algıda seçicilik olayı gerçekten doğru belli ki, love shuffle'da da çevirmen kızımız Airu'yu çok sevmiştim ben, ilgimi çekiyor böyle hatunlar :) senin de işin zor, mühendislik fakültelerindeki kız azlığı malum, gerçi çevre makinadan falan iyidir ya.. yeni bir hikaye yazarsam kızlardan birini mühendis yapayım ben de çevre gönüllüsü olsun hatta olur mu :)

    la fea işini biliyor evet, ben bu çocuğu yeni tanıdım mesela, ondan öğreneceğimiz çok şey var :)

    YanıtlaSil
  7. oluur hemde çok şuugar olur :D algıda seçicilik dedin ya before sunset(1995)- before sunrise(2004) filmlerindeki fransız kız çevreci olmuştu bak :) ve ben bayılırım o filmlere :D ilk filmde kızın hangi mesleği seçtiği çok belli değildi ama 10 sene sonra çekilen devam filminde çevreci çıkıvermişti ben de çok sevinmiştim tabi :D :D senin hikayende de görürsem artık cennetlik olurum :D :D

    YanıtlaSil
  8. Dedikodumu mu yapıyorsunuz? :) Tamam biliyorum çok zevkliyim ;) Ama bu pratikte bir işe yaramıyor o ayrı :) Bu arada Before Sunset-Before Sunrise filmlerini ben de çok severim. Bir ortak beğenimiz daha gün yüzüne çıktı. Sırada ne var acaba? :))

    YanıtlaSil
  9. :D Bilmem ki ne var acep, opjussileri ortak klasöre almadığımız sürece benim için hava hoş :D :D :D seve seve ortak yanlarımızı bulmaya hazırım :D

    YanıtlaSil
  10. valla konusuda güzele benziyor ama sırf şu afiş için izleyeceğim nedense çok hoşuma gitti..dediğin gibi bende böyle paralel hayat temalı şeyleri severim eminim seveceğim bir filmdir..eve gideyim hemen izleyeceğim :)

    YanıtlaSil
  11. la feacım sen keşiflerine devam et daha çok ortak yanımız çıkar emin ol :)

    YanıtlaSil
  12. kesinlikle tavsiye ediyorum bu filmi hemmen izlemelisin :) bu afişi ben de çok sevdim, bir afişi daha var orada da ikili bisiklete biniyorlar biri sağa diğeri sola gidiyor o da çok güzel :)

    YanıtlaSil
  13. Afişi bloglarda görüp beğenmiştim ama çince dilinden pek hoşlanmadığım için ve film eski yapım olduğu için listeme almamıştım.Eski teknolojili şeyleri pek sevmiyorum.:)
    Ama şimdi sen kemancı diyince merak ettim.Güzel müzikleri de vardır o zaman.
    Gerçi karşılaşamamaları beni çatlatır gibi geliyor ama bu kadar blog yazarı paylaşıyorsa vardır bi hayır diyorum ve indirme yada izleme linki istiyorum :D (masraflı yorumcu :))
    Ellerine sağlık ^^

    YanıtlaSil
  14. Çince de olsa eski de olsa bence izlemeye değer bu film, hele de sakin, romantik filmlerden hoşlanıyorsan..

    ben bu linkten indirdim canım, iyi seyirler :)

    http://www.megaupload.com/?d=8GQGHJ1O

    YanıtlaSil
  15. geç olsun da güç olmasın :) bu filme yorum yapacağımı belirtmiştim daha önce ama ne yazık ki şimdi fırsat bulabiliyorum özür dilerim.

    öncelikle hikayenin naifliğine bayıldım gerçekten ve ne tesadüftür ki ben bu filmi daha önce TRT2 de yine enteresan bir tesadüf sonucu izlemişim - izlemişim diyorum çünkü film ilerledikçe hatırladım - fakat sonuna kadar izleme şansım olmamıştı.. senin sayende konuştuğumuz hafta sonu inat edip film'i izledim. iyi ki de izlemişim o kadar çok beğendim ki uzun bir süre etkisi geçmedi...zaten Takeshi Kaneshiro'ya oldum olası hayranımdır. gelmiş geçmiş en yakışıklı ve karizmatik Japon oyunculardan birisidir kendisi :)

    en sevdiğim sahne birbirlerinin farkında olmadan aslında yakın oldukları resimleri gördükleri zaman...içim acıdı, bana ne olduysa birden umutsuzluğa kapıldım şu doktor ve garson kız yüzünden :( ama neyse ki ikisi de insafa geldiler. yanlış bir şey olsa da aşıkların telefonlarını verdiler kendilerininmiş gibi.. ya sonrası birbirlerinin mesajlarını duydukları andaki ifadeleri gerçekten inanılmazdı...

    pes edip gittiklerini gösterdiğinde bile kamera nedense ben umudumu kaybetmeyip "hayır gitmeyecekler" demiştim...sonra o mucizenin gerçekleştiğini görünce nasıl bir oh çektim anlatamam kavuşmaları ve son sahne harikaydı... ahhh

    teşekkür ederim bu filmi izlememe olanak sağladığın kalbime biraz olsun can kattığın için :) uzun zamandır bu derece naif ve güzel bir film izlememiştim...

    sevgiler..

    YanıtlaSil
  16. beklememe değmiş canım uzun ve şahane bir yorum oldu seninki.. her cümlene imzamı atabilirim, bu filme acayip, mükemmel, süper sıfatları uymuyor, naif sözcüğü cuk oturuyor ama.. böylesine romantik, tatlı bir aşk hikayesi uzun zamandır izlememiştim. Amerikan filmleri malum 20. dakikada yatak odasında bitiyor, ama bu film gibi el ele tutuşmadan insanı ağlatabilecek film yapmalılar artık. Takeshi gerçekten 10 numara, Matsumoto'nun ardından favori aktörlerim arasına girdi, Kei kun var bir de tabi, onun gerçek adını bilmiyorum amaa :)

    ben de son ana kadar kavuşacaklar diye bekledim ama depremle aralarındaki o duvarın çökmesi inanılmazdı, filmin sonunda yarım kalmamasına, saçmalamamasına çok çok sevindim ben.

    güzel yorumun için ben teşekkür ederim, senden de tavsiyeler almak isterim :)

    görüşmek üzere^^

    YanıtlaSil